Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün memur ve emekli maaşlarına yüzde 30 artış yapılacağını açıklamadan önce, ilk olarak yüzde 25 olarak açıklanan zam oranının insanları yoksulluk sınırı altına yaşamaya mahkum ettiğini belirterek, enflasyon rakamlarının sahte olduğunu iddia ettikleri TÜİK için 15 Temmuz Demokrasi ve Şehreüstü’nde açıklama yaptı. Açıklamayı KESK Bursa Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Okan Okumuş okudu.
Bildiride;
Enflasyon rakamları açıklandı. TÜİK’e göre enflasyon; aylık yüzde 1.18, altı aylık yüzde 15.4, yıllık yüzde 64.27 olmuştur. Yine TÜİK verilerine göre emekçilerin ve halkın temel harcama kalemi olan gıdada resmi enflasyon yıllık yüzde 77.87’ye, kira-konut enflasyonu ise yüzde 79.83’e ulaşmıştır.
Bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAGrup) verilerine göre ise enflasyon aylık yüzde 5.18, yıllık yüzde 137.55 artmıştır.
Cumhurbaşkanı yandaş konfederasyonun “Sözleşmeliye Kadro Şöleni” programında kameraların karşısına geçmiş, büyük bir müjde veriyormuşçasına, kamu emekçilerinin ve emeklilerin 2023 Ocak maaşlarının yüzde 30’a kadar artırılacağını açıklamıştır.
İktidarın “enflasyonu düşürdük” açıklamalarının, Cumhurbaşkanı’nın sahte TÜİK rakamlarının üzerine birkaç puan koymaktan ibaret “müjdesinin” hiçbir karşılığı yoktur.
Çünkü ne yazık ki tüm halk TÜİK rakamlarının yalan, yoksulluğun gerçek olduğunu onlarca acı tecrübe ile öğrenmiştir.
Ülkeyi yönetenler bugüne kadar onlarca Ali Cengiz oyunu ile yaşadığımız gerçek enflasyonu gizlemeyi başardılar. Ama geldiğimiz noktada yıllardır sahnelenen bu oyunların sonuçlarını gizlemek artık mümkün değildir.
Tüm bunlara rağmen iktidarın Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanı çıkıp “Kamuoyunda asgari ücrette yüzde 54 artış yapıldı, bize de olur mu şeklinde saçma sapan tartışmalar var” diyebilmektedir.
Oysa “saçma sapan” olan; milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklinin talebi değildir.
Saçma sapan olan; gerçekleri ters yüz etmek için takla attırılan TÜİK rakamlarıdır.
Saçma sapan olan; resmi enflasyonun yoksul cebinden alınan bir vergiye dönüştürülmesidir. Bu verginin zenginin cebine aktarılmasıdır.
Saçma sapan olan; emeğin ulusal gelirden aldığı payı sadece son iki yılda on puan düşüren politikaları hayata geçirip büyüme nutuklarına, istikrar nutuklarına halkın inanmasını beklemektir.
Bu sahte TÜİK rakamlarının üzerine eklenen birkaç puanın “refah payı” olarak yutturulmak istenmesinden artık bıktık.
“Saçma sapan” denilerek aşağılanan talep “memur ve emekli maaşları asgari ücrete yapılan %54 oranında artırılsın” talebidir.
KESK olarak bu talebe katılmakla birlikte çok mütevazi bulduğumuzun da altını çizmekte fayda görüyoruz.
Çünkü kamu emekçilerinin ve emeklilerinin yıllardır biriken kaybının çok daha fazla olduğunu sadece biz değil, tüm kamu emekçileri, tüm emekliler bilmektedir.
Bunun için öncelikle yaşanan kayıpların bir nebze de olsa azaltılması için kamu emekçilerinin ve tüm emeklilerin maaşlarına en az asgari ücret artış oranı kadar zam yapılmalıdır.
Her zaman altını çizdiğimiz üzere enflasyona göre maaş zammı “sıfır” zam demektir. Sahte rakamlardan ibaret TÜİK verilerine göre maaş zammı ise reel gelirimizin erimesi, yoksulluğumuzun artması demektir.
Kalıcı olan ise insanca yaşamaya yetecek bir ücret mücadelesidir. Bunun da yolu en düşük kamu emekçisinin gelirinin maaşında ve eş yardımı, çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım yardımı gibi sosyal ödemelerde yapılacak artışlarla yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmasından geçmektedir.
KESK olarak, iktidarlardan icazet beklemek yerine her zaman olduğu gibi insanca yaşamaya yetecek ücret için “HAK VERİLMEZ, MÜCADELE İLE ALINIR” şiarı ile tüm yurtta alanlarda olacağız.
Tüm kamu emekçilerini ve emeklileri bugünün acil talebi olan en az asgari ücret artışı talebine olduğu kadar en temel talebimiz olan insanca yaşamaya yetecek yoksulluk sınırı üzerinde ücret talebine sahip çıkmak için omuz omuza vermeye çağırıyoruz.” ifadeleri yer aldı.